5 Kasım 2013 Salı

Ulusötesi Kadınlar, Mekânları, Filmleri ve Yönetmenleri

İklimler’deki İsa’ya gıcık olanlar, Dogville’de Grace’in başına gelenlerle Grace’in “merhametsiz” intikamı karşısında ne hissedeceğini bilemeyenler, Konuş Onunla’daki tecavüze nasıl tepki vereceğini bilemeyenler veya Kader’in Uğur’unun nasıl hayatı boyunca bir adamın peşinden gittiğini ve kendi peşinden de başka bir adamı sürüklediğini anlamaya çalışanlar… Liste daha uzar gider, ancak soru baki kalır: Son yılların İran, İspanya, Danimarka, Türkiye gibi ülkelerden çıkıp uluslararası arenada öne çıkan yönetmenlerin kadın merkezli filmlerini nasıl analiz etmeliyiz? Serazer Pekerman, St. Andrews Üniversitesi’ndeki doktora tezinden uyarladığı Film Dilinde Mahrem kitabında dokuz filmi merkeze koyarak, kadın karakterlerin mekâna, erkek karakterlere ve filme hükmettiklerini imliyor. Deleuze ve Guattari’nin şizoanaliz perspektifinden yola çıkan yazar feminist film teorisine de teğet geçiyor. Metis Yayınları’ndan çıkan kitap aynı zamanda uluslararası arenada öne çıkan filmlerin nasıl ulusötesi anlamlar kazandığını da inceliyor. Pekerman’la internet üzerinden bir söyleşi gerçekleştirdik.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder