16 Ocak 2011 Pazar

Mevlâna Okuyan, Freud’u Bilen Sinemacılar Kuşağı

1940’lı yılların Türk sineması… Muhtelif şekilde tartışılabilir, fakat Türk sinemasının emekleme dönemi olduğunu, hatta önüne ne çıkarsa elleriyle tutunup ayağa kalkmaya çalıştığı dönem söyleyebiliriz. Muhsin Ertuğrul geleneğinden kopmaya çalışan yönetmenleri, tek film çekerek tarihe karışan prodüktörleri, şu an bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insanın hatırladığı yıldız oyuncuları, dönemin İstanbul’unun mozaik yapısı, Mısır sinemasının ihtişamı… Bütün bu karmaşa içinde inşa edilen yeni memleketlerinin yeni sanatını kurmaya çalışan sanatçılar… 1940’lı yıllar sinemacıları da bu aynı şekilde yepyeni bir sanat formunu ülkede kurmaya çalıştı. Şimdi tarihi kurcalama zamanı. Türk sineması nereye gidiyor diye tartışılan şu zamanlarda Türk sinemasının çocukluğuna inerek sorunları bulma vakti. Çünkü sonraları başka gelenekleri yırtmaya çalışan başka yönetmenlerin, tek filme mahkum kalan prodüktörlerin, jönlerin sayısı arttı. Mozaik mermere dönüştü, ülke başka başka sinema dalgalarıyla boğuştu.

Esin Berktaş Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde hazırladığı sanatta yeterlilik tezi 1940’lı yılların Türk sinemasını kitap haline getirdi. Agora Yayınları’ndan basılan kitap Türk sinemasının kilit bir dönemini ekonomik, sosyal, toplumsal ve kültürel geniş arka planıyla birlikte ele alması nedeniyle okunması, döne döne bakılması gereken bir çalışma. Esin Berktaş ile Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki ofisinde görüşüp hem kitabı, hem Türk sinemasını, hem de sinema tarihçiliği çalışmalarını konuştuk.

Hayalperdesi.net adresindeki röportaj için buradan yakın...