11 Kasım 2009 Çarşamba

KULAK AÇICILAR


Klasik batı müziği ile olan ilişkiniz ne boyutta?

“Dört Mevsim”i duyunca tanıdık geliyor mu? Yoksa “Bu, Paganini’dir,” diyebiliyor musunuz?

Yoksa ilgi düzeyiniz şöyle mi?

Beethoven sağır mıymış? O zaman nasıl yapmış o “şarkıları”? Mozart büyük adam, tabi. Önemli müzikler bunlar, dinlemeli.

Ya da entel arkadaşlarınızın birinden flash diskinize “Best of Mozart, Beethoven, Schubert, Bach” mp3’leri alıp, dursun bir kenarda, arada dinleriz deyip hiç dinlemediniz mi?

KENDİME GELİNCE,

Ben lise yıllarımdan beri klasik müzik dinlemeye çalışırım. “Çalışırım” diyorum, çünkü klasik müzik alımlanması emek isteyen bir müzik türü.

İki sene önce bunun için üniversitemin müzik arşivinden birçok kaydı toplayıp güzel kayıtlar dinlemiştim. Benim için iyi bir süreç olmuştu, çünkü birçok bestecinin müzik tarzına aşina hâle gelebilmiş, belirli ayrımlar yapmaya başlayabilmiştim.

Bunun dışında, biraz da okuyayım dediğimde, Ahmet Say’ın 465 sayfalık Müzik Tarihi adlı kitabını indirimde bulup bir hevesle almıştım. Ama tuğla gibi kitapta bütün klasik batı müziği tarihi önümde hönk diye durunca okuma çabam sonuçsuz kaldı.

Kitap “yeni başlayanlar” için uygun değildi, benim de yığınla eksiğim vardı. Sadece dinlemek yetmiyormuş, aynı zamanda aletleri tanımak, az buçuk nota bilmek, müzik terimlerini su gibi bilmek ve bunların dışında da genel bir Avrupa tarihi bilgisine sahip olmak gerekiyormuş.

ŞİMDİLİK…

Klasik batı müziği üzerine çalışmalarım yarı hüsran boyutlarına ulaşınca bir süre ara vermiştim. Sadece elimdeki kayıtları ara sıra dinliyordum.

Ama bir gün…

Güneş yeniden doğdu sanki…

Kamu yayıncılığının önemi bir kez daha kafama dank etti…

Tekrar tekrar İngilizler bu işi iyi biliyor dedim…

Ve BBC Radio 3 podcastlarını keşfettim.

Şu sıralar bu konu üzerinde ayrıntılı bir çalışma yapamayacağımı biliyorum. Elimdeki kayıtlarla idare etmenin de önemi bir yere kadar. Bu nedenle bu podcastları dinlemeye başladım.

İşinin ehli uzmanlarca hazırlanmış programları, harika bir sınıflandırma sistemiyle siteye yüklemişler. Uzun süredir bu podcastlara sarmış durumdayım ve canım ne isterse açıp dinliyorum.

Klasik müziği anlamada en önemli şeyin bol bol ve farklı şeyler dinlemek olduğunu fark ettim. Müzik kulağını açmak iyi bir perspektif kazandırabiliyor. Besteciler arasındaki farkları, yeni kayıtların değişik yönlerini, enstrümanların kullanılış tarzlarını hissettirmeden de olsa anlayabiliyorsunuz.

Bence siz de siteye şöyle bir göz atın ve ilginizi çekenleri dinleyerek işe başlayın. Gerisi geliyor zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder